Açıklama:Eski yıllarda yetiştirilen ekinlerin un olarak sofralarda kullanılması biraz meşakkatliydi.Armutlu halkı ve civar köylerde yaşayanlar, buğdaylarını öğütüp un haline getirilebilmesi için, köylülerimizin Göksu kıyısına kurduğu “KUZAN” adı verilen değirmene gitmesi gerekmekteydi.Bu değirmen suyun enerjisinden faydalanılarak öğütme işlemini gerçekleştiriyordu.Hikayemizde bu değirmene un öğütmek için Koçaş köyünden gelenlerin köyümüzde yaşadıkları ilginç bir hatırayı anlatmaktadır.
Koçaş köyünden yaya olarak merkep(eşek) le bir gurup buğday öğütmek için köyümüze gelirler. Değirmende buğdayları öğüten Koçaşlılar evelerinin yolunu tutarlar. Köyümüzün çıkışında guruptan önde giden merkep in önünü Ahmetlerin Hasan keser ve üzerinde yüklü olan unu alarak evin yolunu tutar. Koçaşlılar korku ve şaşkınlıkla izledikleri bu olay karşısında hiç bir şey yapamazlar ve yollarına devam ederler. Bu olayın yaşanmasından aylar sonra Necati dayı köye muhtar seçilir. Yeni Armutlu Köyü muhtarı aynı zamanda Koçaşlı mağdur edilen köylülerinde arkadaşıdır. Bir gün çalınan merkep in sahibi, arkadaşı Necati nin kapısını çalar ve durumu anlatarak yardım ister.Bunun üzerine Necati dayı, Ahmetlerin Hasan ın evine gider. Selamlaşmanın ardından Muhtar;
-Dayı Koçaş lıların bir alacağı varmış ödeyiverde helalleşin.
Ahmetlerin Hasan şöyle cevap verir;
-Necati ben borcumun iki katını da veririm ama, Hasan borcunu ödemiş diye duyulursa tüm malımı satsam o namı geri kazanamam.Ne yapalım öte dünyada iki odunda onun için atılır. |