Şu köyümün soluk, kırgın,nur yüzü,
Her gelince bana bakar bir başka.
Gurbette ben gibi nice öksüzü,
Hasreti bağrımı yakar, bir başka
Dağlarında üç beş ardıçla çalı,
Yoktur fazlaca bir yeşili, alı,
Gel gör ki bu köyden ağzımın balı,
Çiçeği burnuma,kokar,bir başka
Nice evliyası dolu mezarı,
Hem çok çıkar okumuşu yazarı,
Yemezler haramı,bilmezler barı,
Kahvede çaylar tüter,bir başka.
Hiç unutmam dedem ile babamı,
Şalvarı kıl,kokar lastik tabanı,
Önünde öküzü, kara sabanı,
Çilekeş insanları eker bir başka.
Keçisi seker oynar taşında,
Sütü kaymak tutar ocak başında,
Ekşi ayranından tarhanasından,
Tuzlu tere yağı tüter bir başka.
Dereleri yeşillenir Martında,
Çıtlık açar gök cevizin sırtında,
İki kapılıda Salın altında,
Çil çil keklikler öter bir başka.
Koca bayır yolu harap arası,
Yüzmeye geleni var diş kirası,
Eski bağlarında irikarası,
Sofralarına renkler katar bir başka.
Arap koyakları,ören önleri,
Yaşamış tarihinde nice günleri,
Kaledeki eserleri fenleri,
Görenleri ibret sunar bir başka.
Ayrı bir güzellik her yöresi,
Dolu kuyu,Bozyer,Göksu deresi,
Eski bağı,çardak ile meresi
Her yanı burnuma tüter bir başka.
Bayramda,düğünde gelebilseydim,
Kim gitti,kim kaldı bilebilseydim,
Bu ata yurdunda ölebilseydim,
Toprağı burnumda tüter bir başka.
Fette Pınardan bir su içmeli,
Mezarlık tan dua edip geçmeli,
Boz sekide bir gün ekin biçmeli,
Oraklar boynunu yıkar bir başka.
Eski günler hayalime gelirler,
Harmancılar atla düven sürerler,
Çobanlar gölgede azık sererler
Yufkalar burnuma tüter bir başka.
Düşünün bir Recep ozan haklı mı,
Göçtüm ama,burada koydum aklımı,,
Bağlarının sarı-tüter salkımı,
Beni buralara çeker bir başka.
|