Bizim köyün bir başkadır insanı,
Adetine, inancına kurbanım
Deredir,yokuştur,sarptır her yanı,
Kırağacına, yamacına kurbanım.
Dağlarında kekik biter kokulu,
Toprağa sarp, bol bulunur, çakılı,
Kiremiti cami ile okulu,
Toprak damlı binasına kurbanım,
Yamacında kuvvet gelir dizime,
Doyum olmaz dere boyu gezime,
Bayılırım al sürmeli üzüme,
Bağlarına merasına kurbanım.
Taş kayalık yollarında çamur yok,
Meşe kaplı dağlarında kömür yok,
Petrolu yok madeni yok kömürü yok.
Ak kırmızı taşlarına kurbanım.
Göksu nehri boşa akar önünden
Hanı kalesi var Bizans gününden,
Çokşu şükür ki kopan yoktur dininden,
Camine Cumasına kurbanım.
Haya edep abidesi kadını,
Şalvar uzun etek örter budunu,
Dallarında taşır dağdan odunu,
Ocağına yufkasına kurbanım.
Genç kızların ellerinde milleri,
Yar üstüne mani söyler dilleri,
Boya bilmez dudakları elleri,
Sürmesine kınasına kurbanım.
Erkek çocuk tutar kara sabanı,
On beşinde öğrenirler yabanı,
Bir görseniz Ramazanı Kurbanı,
Bayramına seyranına kurbanım.
Gezebilsem yazın dere boyunu
İçebilsem Ak çeşmenin suyunu,
Dağlarında kekik yiyen koyunu,
Yoğurduna ayranına kurbanım
Senede bir varamadım izinle,
Sohbet kuramadım bağlar sizinle,
Pazarlardan üzüm aldım hüzünle.
Dallarından koparmaya hasretim.
Harmanında düven sürdüm dolandım,
Soğuk testi sularından sulandım,
şehre indim plastik kap kullandım,
Toprak yayık ayranına hasretim.
Bu duygular yakar durur içimi
Kopardı köyümden Dünya geçimi,
Ölünce oraya götürün beni,
Mezarına toprağına hasretim. |